KAYSERİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Geleneksel El Sanatları

    Kayseri’de el sanatları son derecede gelişmiş olup çeşit zenginliğine de sahiplir. Bunlar; halıcılık, kilimcilik, taş işlemeciliği, ahşap oymacılığı, demircilik ve kadınların yaptıkları dantel, işleme, makrame, mekik oyaları, iğne oyaları gibi işlerdir. 

    Kültürel varlığımızınen önemli öğelerinden biri olan el sanatları, ülkemizin bir çok yerinde olduğu gibi Kayseri'de de babadan oğula ya da ustadan çırağa geçerek yüzlerce yıl öncesinden günümüze gelmiştir.

    Kayseri kültünün bir parçası olan ve geçmişte ekonomik hayata yansıyan geleneksel el sanatlarının pek çoğu kaybolmuştur. Yüzyıllar boyunca Kayseri için önemli bir gelir kaynaklarından biri de deri işlemeciliğidir. Bununla birlikte yüzyıllardır sürdürülen kimi el sanatları günümüzde de varlığını korumaktadır. Kayseri'de üretilen el dokuması halılar, kilimler ve ek yapımı bakır malzemeler değerini günümüzde de muhafaza etmektedir.

Soğanlı Bez Bebekleri:

    Turistik süs eşyası olarak tahta çubuk ve kumaştan yapılmıştır. Köy halkının geçim kaynağı olan Soğanlı Bebekleri, pul ve payetlerle renklendirilmiştir. Kumaştan yapılan bebekler tamamen yörenin özelliğini taşımaktadır.

Kilimcilik:

    Kayseri yöresi kilimleri, Anadolu’da dokunan kilimlerin bir çoğu ile aynı özellikleri taşımakla birlikte, kendine has bir yapıya sahiptir. Kullanılan motifler; çinide, mermerde, oymacılıkta hatta tezhipte kullanılan motiflerle benzerik gösterir.

    Kilimde kullanılan dokuma tel gereği olarak motifler, köşeli geometrik biçime dönüşmüştür. Diğer yöre kilimlerine bakıldığında dokuyan kişilerin sabır ve yeteneklerine hayran kalmamak mümkün değildir.

    Yaygı, perde ve çuval olmak üzere dokunan kilimler daha sonra kullandıkları yere göre isimlendirilirler.
 
    Kayseri yöresinin ünlü Sarız ve Yahyalı kilimleri kendine has özellikleriyle, Çubuklu, İbikli, Papatyalı, Nalçalı, Sandıklı, Kırkbudak, Kalaycı, Yusuflar, Yörük ve Avşar kilimleri olarak adlandırılırlar.

Halıcılık:

   Kayseri ve çevresinde dokunan halılar, Türk halı sanatının önemli bir bölümünü oluşturur. Kayseri halıları, Bünyan ve Yahyalı halıları olarak iki bölümde karşımıza çıkmaktadır. Bu halılar, incelikleri yanında geleneksel motiflerin sürdürülmesi açısından da halı dokuma sanatının gelişimini belgeleyen eserlerdir. 

    Bünyan halısının çözgüsü pamuk olup, dokusu yün ve floştur. Yaygın olarak doğal renkler, beyaz, siyah, gri, mor renkler kullanılır. Zeminler kırmızı, mavi ve lacivert tonlarındadır. Minder, yastık, taban, sedir halıları olarak boylarına göre sınıflandırılır. 

    Yahyalı halılarını Bünyan halılarından ayıran en önemli özellik hem çözgüsünün hem de dokuma ipinin yün olmasıdır. Geometrik motifler ve çiçek motiflerinin kullanılması, iplerin tamamen kök boya ile renklendirilmesi de Yahyalı halılarının ayı bir özelliğidir. 

    Yahyalı halıları desen özelliklerine göre, kemerli, göbekli, mihraplı, dabazlı ve iç göbek olarak sınıflandırılır. Bordürler 3 veya 4 olabilir. Geometrik motiflerin kullanıldığı Yahyalı halılarına ait desenlerin 16.yy. başlarına kadar dayandiğı anlaşılmaktadır. 

    Kullanıldıkça değerleri artan Kayseri halıları çok yaygın olarak dokunmaktadır. 

Taş İşçiliği:

    İlimizde çok sayıda taş ocakalrı bulunmaktadır. Bu ocakların çoğunluğu Gesi yöresinde, Ağırnas, Turan Kayabağ ve Mimarsinan kasabasında bulunmaktadır. Yöremiz taşlarının en büyük özelliği, yumuşak olması ve zaman geçtikçe sertleşmesidir. bu taşların işlenmesi kolaydır. Bu nedenle yöremizde bulunan Eski Kayseri Evlerinde taş işlemciliğinin en güzel örnekleri bulunabilir.

Bakırcılık:

1950 yıllarına kadar bakır işlemeciliği, önemli el sanatları arasında yer almaktaydı. Bakır işlemeciliği çekiçle  bakıra istenen şekli vermektir. Sanayi Çarşısı kurulmadan önce bakırcılık, şehir içinde Kazancılar Çarşısı içerisinde yer almaktaydı.

    1950 yıllarından sonra bakır işlemeciliğinde yeni unsurlar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, otomatik çekiç ve merdaneleme işlemi başlamıştır. 1960 yılından sonra bakır mamulleri ve bakır işlemeciliği hızla azalmaya başlamıştır.  Hammadde olarak kullanılan bakırın giderek azalması bakır fiyatını yükseltmiştir. Buna bağlı olarak piyasada alüminyumun yaygınlaşması bu sanatın zaman içinde kaybolmasına sebep olmuştur.