KAYSERİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Kültürel Miraslarımız Kayseri Evleri

Halk Mimarisi

Geleneksel Kayseri Evleri, girintili çıkıntılı, dar ve çıkmaz sokaklar üzerinde sıralanmıştır. Evler tek katlı, iki veya üç katlı, bahçeli veya çıkmalıdır. Kayseri Evleri basit bir plan şemasına sahiptir.Sofa adı verilen büyük oda, kapalı mekanların çekirdeğidir.Sofanın bir yanında harem (yatak odası),diğer yanında mutfak (tokana) bulunur. Avlu evin önemli bir bölümüdür. Mutf ak, kiler,tuvalet,ahır,samanlık gibi mekanların tümü avlu çevresindedir.Gündelik hayatı n büyük bir bölümü burada geçtiği için Kayseri’de avluya “hayat” adı verilir. Genellikle Kayseri Evlerinin iç bölümleri farklı özelliklere sahiptir. Odalar tamamen farklı hacimlerdedir.Her bir odanın iki,bazen üç yanında sedirler bulunur.Odaların duvarlarının ve tavanının tamamı veya bir kısmı işlemeli ağaçlarla kaplıdır.Evin en etkileyici odası “sofa” dır.

Bağ Evleri

Bağ evleri tek göz odadan ibaret olabileceği gibi, büyük konaklar yada modern villalar şeklinde de olabilmektedir. Aynı zamanda büyük ölçüde yöre mimarisinin özelliklerini de taşımaktadır. Geleneksel tarzda yapılan bağ evleri, sahiplerinin maddi durumlarına göre farlılıklar göstermekle birlikte, hemen tümünde ortak yanlar bulunmaktadır. Kayseri şehrinde yaşayan insanlar için bağ evi yaşantısı büyük önem taşımaktadır.

Kayseri Sivil Mimarisi

Türk sivil mimarisinin gelişiminde önemli bir merkez konumundadır. Selçuklu, Beylikler dönemlerinde yapılmış özgün örneklerde Kayseri’de daha çok taş mimarinin ağırlık kazandığı görülmektedir. Ancak yeni yapılanma nedeniyle yörenin kendine özgü sivil mimari örneklerinin yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlaması da kent için üzücü bir olaydır. Bununla birlikte, bu evlerin bazılarının ressamların tablolarında yer alması da birer belge niteliğinde yerinde olmuştur. Bu ressamların başında Fikret Kolverdi, Şevket Akbulut, A. Gönen Kabalak, Coşkun Unan gelmektedir. 

Kayseri’de dini yapıların yanı sıra, sivil yapılar üzerinde yoğunlaşmış, Kayserili mimarlar bulunmaktadır. Bunların başında Mimar Sinan, Mimar Necmeddin Yavaş, Mimar Sadi, Mimar Yusuf, Mimar Yahya, Mimar Mehmet Ağa, Mimar Ömer Paşa gibi mimarlar Kayseri’de çeşitli yapılara imzalarını atmış mimarlardır. 

Eski Kayseri sivil mimari evlerinin yoğunlaştığı yerlerin başında Kale ve surların bulunduğu yerde on dokuz mahalle bulunuyordu. Nitekim gezgin İbni Batuta bu bölge için Anadolu’nun en önemli merkezlerinden biri olarak söz etmiştir. Evliya Çelebi de bu yönde çok gelişmiş bir şehir olduğunu belirtmiştir. 

Eski Kayseri sivil mimarisinin yoğunlaştığı yerlerde dar ve düzensiz sokaklar olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Bu sokakların çevresinde sıralanmış evlerin duvarlar arkasında yer alan evlerin bazıları dışarıdan görünüyor, bazıları da hiç görünmüyordu. Bahçe içerisindeki evlerin avlularında havuzlar ve fıskiyelere yer verilmişti. Bazı evlerin arka bahçelerinde kar kuyuları denilen sarnıçlara yer verilmiştir. Evler çoğunlukla bir veya iki katlı olup, harem ve selamlık gibi bölümlerden oluşmuşlardı. Bazı evlerde alt kat harem, üst kat selamlık olarak ayrılmışlardı. Kayseri’de yaşayan gayrimüslimlerin evleri de onlara benzer şekilde yapılmışlardır. 

Kayseri yöresinde taşın bol oluşundan ötürü mimaride taşa geniş yer verilmiştir. Volkanik tüf olarak nitelenen bu taşlar günümüzde de kullanılmaktadır. Sivil mimari çoğunlukla dışa kapalı olup, kalın duvarların arkasında yer almışlardır. Bu kalın duvarların bazıları 1.20 m.yi, yükseklikleri de 5.00 veya 6.00 m. ulaşıyordu. Evlerin cepheleri kara taştan, döşeme ve avluları İspile denilen taştan yapılmıştır. Pencerelerin çoğu avluya açılmıştır. Bazı örneklerde ise evler çıkmalarla sokağa doğru açılmıştır. 

”RaşitEvlerin içerisinde bir orta sofa yer alıyor, bazı örneklerde bu sofanın bir yanında harem, diğer yanında da selamlık yer alıyordu. Kapı girişinde seki altı denilen bir taşlık bulunmaktadır. Bu taşlıkta suyun akması için çağ denilen delikli bir taş vardır. Ayrıca burada ayakkabıların ve bakır kapların dizildiği terek denilen raflara yer verilmiştir. Buradaki seki altından mutfak ve bir iki basamakla da sofaya geçilmektedir. Birkaç basamakla aşağıya inilen, sofanın altındaki yiyecek depolarının aydınlanması veya havalandırılması için parmaklıklı yapılmıştır. ofa bir veya ikiden fazla pencere ile aydınlatılmıştır. 

Kayseri evlerinin bir özelliği de her odada küçük bir niş içerisine bir dolap yerleştirilmiş oluşudur. Aynı zamanda bunlara şerbetlik nişi denilen bir niş yerleştirilmiştir. Bu şerbetliğin alt tarafı mermerden olup, kahve pişirmek, şerbet hazırlamak için yapılmıştır. Şerbetliğin iki tarafında süslü raf ve küçük nişler bulunmaktadır. Gilve ismi verilen küçük nişler, gaz lambası vazo, buhurdanlık gibi dekoratif eşyaların konulması için düşünülmüştür. 

”GüpgüpoğluSelamlık bazı küçük evlerde tek bir odadan, bazılarında da ayrı bir kapı ile açılan daha geniş bölümlerden meydana gelmiştir. 

İki katlı evlerde katlar bir silme ile dışarıdan belirgin bir şekle sokulmuştur. Bazı örneklerde ise ikinci kat çıkmalarla, ahşap kirişlerle dışarıya taşırılmıştır. Evlerin içerisini dikdörtgen pencereler, kış aylarında kanatları kapatılan kafa pencereleri ile aydınlatılmıştır. İç mekanlarda ağaca geniş yer verilmiştir. Çoğunlukla da işlenmesi kolay olan toros çamından yararlanılmıştır. Tavanlarda birbirinden farklı teknikler uygulanmış, ahşap kirişlerin üzeri suyu emme özelliği olan kevek taşı ile kaplanmıştır. Tavanlara göbekli veya çıtakâri denilen bazıları boyalı desenler yapılmıştır. Evlerde uygulanan bezemeler çoğunlukla stilize edilmiş bitki ve hayvan motifleri olup, bazıları da manzara resimleri ile süslenmiştir. Ayrıca iç duvarları kaplayan ahşap kapı, dolap ve pencere kapakları zar denilen bir isim altıda toplanmıştır. 

”TalasXVII-XVIII.yüzyıl Kayseri evlerinin kapı tokmaklarının da ayrı bir önemi vardır. Bu tokmaklar çoğunlukla aslan, heykel başlı kartal , parmağında yüzük bulunan kadın eli, insan başı biçimindedir. 

Kayseri yöresinde togana denilen mutfaklar seki altı ile aynı düzeyde yapılmış olup, üç ayrı bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan birinci bölüm bulaşık ve kap kaçağın yıkandığı bölümdür. Ahşap döşemeli olan 50-60 cm. yüksekliğindeki ikinci bölümde evin hanımı yapılan işleri denetler, üçüncü bölümde ise yiyeceklerin saklandığı depolara yer verilmiştir. 

Hamam bahçeye açılan bir bölümde yer almaktadır. Bu bölümün ısıtması hamamla mutfak arasındaki duvara yerleştirilen kazandan gelen borularla sağlanmıştır. Bazı örneklerde ise bu bölüm çamaşırların yıkandığı yerdir. 

”KayseriKayseri evlerini bir özelliği de bahçede üzeri örtülü, yanları açık teras şeklinde köşk tabir edilen yapıların bulunuşudur. Bu bölümlerde yaz aylarında yaşanır ve geceleri de yatılırdı. Ayrıca Kayseri evleri iklimden ötürü yazın sıcaktan, kışın da soğutan korunacak biçimde yapılmışlardır. Çoğunlukla evler kuzeye açıktır ve bazı yerlerde de doğal oluşmuş çatlaklar buzluk denilen şekle sokularak soğuk hava akımının oluşmasına olanak sağlanmıştır. Kış aylarında sofanın ortasına yerleştirilen tandırlar evin ısınması sağlanmıştır. Kayseri’nin bazı evlerinde ise puhayri denilen ocaklarla ısınma sağlanmıştır. 

Kayseri evlerinde kemerlere geniş yer verilmiştir. Bu evlerin bazılarında kemerler yalın, bazıları da bezenmiştir. Kemerler siyah veya beyaz taşlardan yapıldığı gibi yekpare taşın oyulmasıyla yapılmış örnekler de bulunmaktadır. Kayseri evlerinin üzerindeki örtü genellikle toprak damlıdır. Kirişlerin üzerine keverk taşı ve toprak döşenmiştir. En üst tabakaya da toprağın kuruyup çatlamasını önlemek amacıyla çamur sıva içerisine tuz katılmıştır. Böylece nemin aşağıya sızması önlenmiştir. Kayseri evlerinin bazılarında çörtenlere yer verilmiştir. Bu çörtenler sade oldukları gibi hayvan başı şeklinde olanlar da bulunmaktadır. 

”TalasKayseri evleri arasında bağ evleri de önemli bir yer tutmaktadır. Yaz aylarında ailelerin çoğu bu evlere göç etmektedir. Bağ evleri çoğunlukla sofa ve etrafındaki bir iki odadan oluşmaktadır. Bu evlerin üç yanı kapalı, kuzeyi de açık yapılardır. Bunların kuzeye açık köşk bölümü bulunmaktadır. Sofanın güney bölümünde pencereler, diğer duvarlarda yüklükler ve nişler bulunmaktadır. Sofanın üç yanında sedirler, sıralanmıştır. Mutfak ve ahırın ise çoğu kez üstü ve yanları açıktır. Bağ evlerinin ahır ve hizmetçi bölümleri alt katta yer alan örnekleri de bulunmaktadır. 

Kayseri’de sivil mimariyi yansıtan evler arasında Çifteönü Mahallesi’ndeki ev, Güpgüpoğlu Konağı, İmamoğlu Evi, Gayremoğlu Evi, Öztaşçı Evi, Sarı Mustafa Evi ve Camcıoğlu Evi bulunmaktadır. Bu evler arasında il merkezinde Cumhuriyet Mahallesi’nde, Şeyh Tennuri Sokak’ta bulunan Raşit Ağa konağının ayrı bir önemi vardır. 

”Develi’denXIX.yüzyılın sonlarında Raşit Ağa tarafından yaptırılan üç katlı bir konaktır. Kesme taştan yapılmış olan evin giriş kapısı çift kanatlı olup, girişin sağında ve solunda odalar sıralanmıştır. Arkada mutfak ve kiler bölümleri bulunmaktadır. İki kollu döner bir merdivenle çıkılan üst katta salona açılan dört odası vardır. Bunlardan solda ön cepheye bakan oda Atatürk’ün kaldığı oda olup, o günle ilgili belgeler burada sergilenmektedir. Üst kat salonunun sağında duvara bitişik mermer bir çeşme bulunmaktadır. Günümüzde bu konak Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılmaktadır. 

Gültepe Mahallesi’ne Cumhuriyet döneminde yapılmış hastane binası doğu-batı doğrultusunda biri ortada diğerleri de yanda olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir. Kesme yontma taştan yapılan yapılmış iki katlı bina üzerinde mermer kitabesi bulunmaktadır. Hastanenin zemin katı l910’da birinci katı 1924’de tamamlanmış ve 14 Ekim1924’da Atatürk tarafından “Memleket Hastanesi” olarak açılmıştır. Günümüzde eski özelliğini yitirmiş ve uzun süre Tekel deposu olarak kullanılmıştır. 

”EskiKayseri il merkezinde Kiçikapı semtinde bulunan Kayseri Lisesi Sultan I. Abdülhamit tarafından 13 Eylül 1893’de “Derece-i Ula mektebi-i Külliye İdadisi” ismiyle yapılmıştır. 1927 yılında Kayseri Lisesi adına almış ve faaliyete geçmiştir. Kesme taştan yapılmış olan yapı, XIX yüzyıl Osmanlı mimarisi ve Cumhuriyet dönemi özelliklerini bir arada kaynaştırmıştır. 

Kayseri ilçelerindeki sivil mimarinin de kendilerine özgü konum ve özellikleri vardır. Talas’ın eski dokusu bozulmamış, sokakları ve tarihi eserleri ile Kayseri’nin zengin bir ilçesidir. Buradaki eserlerin büyük çoğunluğunu Talas’da doğmuş olan Ali Saib Paşa yaptırmıştır. 

”TalasXIX.Yüzyılın sonlarına doğru yapılmış olan Talas Amerikan Mektebi öğrenimini 1968 yılına kadar sürdürmüştür. Erciyes Üniversitesi’nin kurulmasından sonra bu yapı üniversiteye tahsis edilmiş ve sosyal tesis olarak kullanılmaktadır. Onun yanı sıra Sultan Abdülaziz döneminde l869’da Talas’ta Harman Mahallesi’nde Rüştiye Mektebi yaptırılmıştır. Kesme taştan bu yapı bodrum ve zemin katlı olu, üzeri toprak dam ile örtülmüştür.Giriş kapısı kuzeyde, dış cephesi geometrik rozet çiçekleri ile bezenmiştir. Rüştiye Mektebi yakın tarihlerde restore edilmiştir. Rüştiye Mektebinin kitabesi sonraki yıllarda yerinden sökülerek Talas Ortaokulu giriş kapısı üzerine konulmuştur. 

Kitabe: 
Cehaletten bu itfali kurtarma mürad oldu 
Açıldı mektebiRüştiye hep itfal şad oldu 
Talas’ın ehli hayratı büyük himmed ettiler 
Bu mekteb h.1286’da (1869) küşad oldu. 

”TalasTalas’da yaşayan Ermeni ve Rumların şehri terk etmesinden sonra yeni kullanıcıların yaptıkları gelişigüzel değişiklik ve kötü onarımlarla Talas evleri özgünlüğünü yitirmiştir. 

Aşağı Develi’de Reşadiye Mahallesi’nde büyük çoğunluğu XIX-XX. yüzyılda yapılmış evler bulunmaktadır. İki katlı olan bu evler karnı yarık olarak isimlendirilen orta sofalı evler halindedir. Alt katları çeşitli servis odaları, üst katları da sofaya açılan odalardan meydana gelmiştir. Bunlardan bazılarında sofalar sokağa bir balkon şeklinde açılmaktadır. Bazı örneklerde ise köşe mekanları iki veya üç kemerli bir revakla dışarıya açılmıştır. Develi evlerinde Gayrimüslimlere ait olanlarda dış cephelerde aslan, geyik kabartmaları balkonları süsleyen demir parmaklıklar bulunmaktadır. Bunun yanı sıra çoğu stilize ejder biçimli çörtenler de dikkati çekmektedir. 

”DeveliSultan II. Abdülhamit zamanında Develi’de, Abdülbaki Mahallesi, Elbiz Caddesi’nde yaptırılan Askerlik Şubesi, kesme taştan üzeri kiremit çatılı yan yana iki binadan meydana gelmiştir. Her iki bina birbirine merdivenle bağlanmıştır. Bodrum katı eskiden hapishane olarak kullanılmıştır.Yapıda süsleme elemanı olmamakla beraber ikinci katın üzeri açık ve kenarları taş süslemeli bir balkonu vardır. 

Kayseri İncesu evlerinin de kendine özgü konumları vardır. İlçenin dar, ince uzun sokaklarında yan yana sıralanmış evler bulunmaktadır. İncesu’da sokakların dokusu birbirine benzememektedir. Buradaki evler çıkmaları, taş ve ahşap payandaları, kemerli kapıları, yuvarlak ve dikdörtgen pencereleri ve onları tamamlayan değişik figürlü çörtenleri ile kendine özgü ayrı bir gurubu oluşturmaktadır.Yuvarlak kemerli kapılarından içerisine girilen bu evler geniş avluların bulunduğu evlere geçilmektedir. Avlunun bir köşesinde ahır, diğer köşesinde örtme, kuyu ve ”Develiyardımcı mekanlar bulunmaktadır. Bunlar genellikle sofasız köy evleridir. Evlerin yapımında kullanılan taş malzemenin yanı sıra ahşaba da geniş yer verilmiştir. 

Pınarbaşı ilçesinde ise günümüze birkaç tane özgün ev gelebilmiştir. Bunlar ikişer katlı olup, kaba yontma taş, kerpiç ve ahşap malzeme kullanılmıştır. İç kısımlarda ahşaba da geniş yer verilmiştir. Pınarbaşı’nda Enver Aşkın’ın Yeni Cami Mahallesi’ndeki evi iç sofalı plan tipindedir. Bu evin alt katında mutfak, ambar ve bir oda bulunmaktadır.Üst katta ise bütün odalar sofaya açılmıştır.